2 Mayıs 2013 Perşembe
4+4+4 Eğitim Yasası Meclisten Geçti – Eğitimin Omurgası Tamamen Değişiyor
Hem yasanın görüşüldüğü Meclis’te hem de meydan ve sokaklarda kavgaların yaşanmasına neden olan ‘4+4+4’ yasa teklifi eğitim sistemini sil baştan yenileyecek. Sınırlı sayıda yasa maddesinde değişiklik öngörülmesine karşın sistemin omurgası tamamen değişecek. Yasa; 88’i CHP’li, 3’ü BDP’li olmak üzere 91 redde karşılık 295 AKP’linin oyuyla kabul edildi. MHP’liler yasanın tümü üzerinde yapılan oylamaya katılmazken, sadece Adana Milletvekili Ali Halaman çekimser kaldı.
Yasanın uygulaması şöyle olacak:
Zorunlu eğitim kaç yıl?
28 Şubat sürecinde uygulamaya konulan 8 yıllık zorunlu eğitim sona erecek. ‘4+4+4’ kademeli şekilde 12 yıllık eğitim uygulanacak. Liseler 2012-2013 eğitim öğretim yılından itibaren zorunlu olacak.
Okula başlama yaşı kaç?
7 değil, 5 yaşını bitirmiş 6 yaşından gün almış çocuklar okula başlama yaşına gelmiş sayılacak. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, uygulamada okula başlama yaşını, 72 aylık çocukların zorunlu okula başlatılması, 60 ile 72 ay arasındaki çocukların ise ailenin de kararıyla başlatılması şeklinde yapacaklarını açıklamıştı. Detaylar yönetmelikle düzenlenecek. Eğitim sınıf öğretmenleri tarafından verilecek ve öğrencilere okuma-yazma, basit matematik ve çeşitli hayat bilgisi konuları ders olarak verilecek.
Yeni ilköğretim nasıl?
Düzenlemenin getirdiği en tartışmalı uygulama ilköğretim kademesinin kesintisiz olmaktan çıkarılması. Yasaya muhalefet eden kesimlerin, “Asıl amaç imam hatip liselerinin orta kesimlerini açmak” yönündeki eleştirilerine neden olan değişiklikle, ilköğretim iki kademeden oluşacak: 4 yıllık ‘ilkokul’ ve 4 yıllık ‘ortaokul.’ Ortaokullar, ilkokullarla aynı binada eğitim yapabileceği gibi bağımsız bir lisenin bünyesinde de olabilecek. Ortaokullar da kendi içinde ‘imam hatip ortaokulları’ ve diğer ‘ortaokullar’ diye iki şekilde olacak.
Ortaokul eğitim nasıl?
Ortaokullarda öğrencilere ortak derslerin dışında ‘seçmeli ders paketleri’ sunulacak. Öğrenciler ilgi duydukları alana göre seçmeli dersler alacak ve liseye yönlendirilecek. Talim Terbiye Kurulu özel seçmeli dersler hazırlığını haziran ayına kadar tamamlayacak.
Ortaokul kademesinin adeta ‘eti kemiği’ denilebilecek seçmeli dersleri üzerinde Talim Terbiye Kurulu’nca çalışmalar yürütülürken, bakanlık bürokratları, seçmeli derslerde, ortaokulların bünyesinde yer alacağı liseler türünün belirleyici olacağını ifade ediyor. İmam hatip lisesi bünyesinde olan bir ortaokulda bu lisenin seçmeli dersleri, meslek lisesi bünyesinde açılacak bir ortaokulda ise meslek dersleri ağırlıklı seçmeli olacak. Bakan Dinçer daha önce seçmeli ders kapsamında farklı dinlerin de ders olarak okutulabileceğini, Aleviliğin ayrı bir ders olarak verilmesine karşı olmadığını dile getirmişti. Buna karşın yasa düzenlemesinde Genel Kurul aşamasında yapılan değişiklikle, seçmeli iki ders Milli Eğitim Bakanlığı’nın inisiyatifine bırakılmadan kesinleştirildi. Yasaya göre, tüm ortaokullar ve liselerde Kur’an ve Hz. Muhammed’in hayatı seçmeli ders olacak. Kur’an derslerine öğrencilerin başları kapalı şekilde girme zorunluğu nedeniyle ilköğretimin ikinci kademesinin (ortaokul) ilk yılı olan 5’inci sınıftan itibaren öğrencilerin derste türban takmasının yolunun açıldığı eleştirileri yapılıyor.
Üniversiteye girişe etkisi
YÖK geçen yıl farklı katsayı uygulamasını kaldırmıştı. Okulların başarı puanı temelinde hesaplanan AOBP yerine, öğrencinin bireysel başarısını ön plana çıkartan ortaöğretim başarı puanı (OBP) üzerinden puan hesaplanacak. Yasayla meslek lisesi kökenli adaylara, kendi alanlarına ilişkin tercihleri halinde verilen ek puan da sonlandırıldı.
Fatih Projesi denetimsiz
Yasanın öngördüğü düzenlemeler içinde en çok tepki çekenleri arasında kamuoyunda ‘tabletli eğitim’ olarak bilinen Eğitimde Fırsatları Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) projesiyle ilgili. Eğitimde teknolojinin kullanımının arttırılmasını öngören proje kapsamında 2015 yılına kadar yapılacak mal ve hizmet alımları ile yapım işleri, Kamu İhale Kanunu (KİK) hükümlerine tabi olmayacak. Projenin toplam maliyetinin, tamamen yaygınlaşması halinde 20 milyar doları bulacağı ifade ediliyor.
Vazgeçilen iki düzenleme
Yasanın teklif halindeki ilk şeklinde yer alan iki düzenleme tepkiler üzerine komisyon aşamasındayken düzeltilmişti. Teklifte, bakanlar kurulu’nun ikinci dört yıl kapsamında belirleyeceği kimi programlardaki öğrencilerin örgün eğitim dışına çıkabilmesi, yani okula gitmeyip evinden açık öğretim yoluyla eğitimini tamamlayarak diploma alması öngörülüyordu. Bu düzenlemenin, ailelerin çocuklarını okula göndermemesine, dolayısıyla da ‘çocuk gelin’lerin atmasına neden olacağı ifade edilerek tepki gösterilmişti. Teklifte, çıraklık yaşını 14’ten 11’e çeken düzenlemeden de vazgeçildi.
eğitim nedir ?
EĞİTİM NEDİR?
Eğitim, bireyin doğumundan ölümüne süregelen bir olgu olduğundan ve politik, sosyal, kültürel ve bireysel boyutları aynı anda içinde bulundurduğundan, tanımının yapılması zor bir kavramdır. Evet, kitap tanımı zordur, eğitimin.Tanımdan da anlaşılacağı gibi eğitim çeşitli olguları içinde barındırır. Tabii bu olgular ve bunların işleyiş biçimleri ülkeden ülkeye farklılık gösterir. Her ülke bu olgular içinde kendi eğitimini, eğitim tarzını yaratmıştır.
ÜLKEMİZDEKİ EĞİTİM SİSTEMİ, SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Öncelikle ülkemizdeki eğitim sisteminden bahsetmek istiyorum sizlere. Her ne kadar daha sonradan 5+3=8 yıl zorunlu eğitim gibi görünse de ben bunları ayırmak istiyorum. İlk 5 yıl ilkokul olarak adlandırılır. Daha sonraki 3 yıl ise ortaokuldur. Daha sonra 4 yıl ortaöğretim (bazı liseler hariç) ve 2-4 senelik üniversitelerimiz mevcuttur. Liselerimize ilk önce 8. sınıfın sonunda OKS denilen 2 saatlik bir sınav sonucu yerleştiriliyordu öğrenciler. Ancak daha sonra SBS denilen ve 6. 7. ve 8. sınıflarda düzenli olarak uygulanan bir sınav getirildi. Bu sınavlar sonucunda öğrenciler Anadolu, Fen, Meslek lisesi gibi çeşitli liselere yerleştirilirler. Üniversiteye geçiş sistemimiz ise en başlarda ÖSS-ÖYS olarak uygulanan, daha sonra ise YGS-LYS adı verilen sınavlarla uygulanmaktadır.
Peki bu sınavlar nedir, ne değildir, sonuçları nelerdir? Öncelikle liselere geçişteki sorunlarımızdan bahsetmek istiyorum. Maalesef Türkiye’nin her yerinde öğrencilerimiz aynı kalitede eğitim alamıyorlar. Yeteri derecede sınavlara hazırlanamıyorlar. Hatta ve hatta 8. sınıfın sonunda hala okuma-yazma bilmeyen öğrencilerimiz var ne yazık ki. İşte bu yüzdendir ki ‘’dersane’’ adı verilen ticarethaneler buradan çıkmıştır. Öğrencilere okullarında alamadıkları eğitimi ‘’dersane’’ lerde vermek için. Peki ya dersaneye gidemeyen öğrenci ne yapacak? Dersanelerin oluşması Türkiye’deki eğitim kalitesinin ne kadar düşük olduğunun açık bir kanıtıdır. Bana göre bu tür sınavların tamamen kaldırılması gerekir. Öğrencileri denetleyecek mekanizmalar olmalıdır ve bu mekanizmalar 8. sınıfın sonunda öğrencilerin beceri ve yetenek açısından hangi yolu izleme konusunda yol göstermelidir. Ve öğrenciler buna göre liselere yerleştirilmelidir. O zaman görülecektir ki dersaneler de zaman içinde ortadan kalkacaktır. Ayrıca not ortalamasının denetlenmesi konusu ayrı bir skandaldır. Ülkemizde her öğrencinin aynı kalitede eğitim almadığını düşünürsek bunun liselere ve üniversitelere girişte ne kadar ölçüsüz olacağı konusu barizdir. Liseler konusunda şöyle bir fikrim var. Öncelikle liselerden ‘’anadolu, meslek, teknik, genel’’ ibareleri kesinlikle kaldırılmalıdır. Ve liseler içinde bulunan Türkçe-Matematik, Fen Bilimleri, Sosyal Bilimler ve Yabancı dil bölümleri de kaldırılmalıdır. Bu bölümler liselerin başına gelmelidir. Örneğin; A Türkçe-Matematik Lisesi ya da B Sosyal Bilimler Lisesi gibi tamamen o liseyi kapsamalıdır. Öğrenciler de 8. sınıfın sonunda bu tür liselere yönlendirilmelidir. Yani öğrenci hangi konuda yetenekliyse o tür bir liseye yönlendirilmelidir. Öğrencinin sayısal yönü kuvvetliyse X Fen Bilimleri Lisesi’ne gitmelidir. Görülecektir ki çok daha verimli öğrenciler geleceğe yetiştileceklerdir. Üniversitelerimize giriş sınavı da kesinlikle kaldırılmalıdır. Her üniversitenin kendine ait sınavları hatta mülakatları olmalıdır. Ve öğrenciler de lisede almış oldukları eğitimlere göre istedikleri üniversitelerin sınavlarına girebilmelidir. Ama yine sınırlar olmalıdır. Örneğin; Y Yabancı Dil Lisesi’nden mezun olan kişi Sosyal-Fen Bilimleri nin seçebileceği bölümleri seçmemelidir. Kendi okulu üniversiteye girişte hangi bölüm ve üniversiteleri belirlemişse onu seçilmelidir. Aksi takdirde bunda da büyük aksaklıklar çıkacaktır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)